MÜCEVHER GÖZLER



Kadim Mezopotamya topraklarının beni en etkileyen yanı insanlarının sözleri ve gözleri oldu... Firat ve Dicle`yi en başa koymak isterdim istemesine de, bizim ilerlediğimiz hat boyunca ikisinden de geriye pek bir şey kalmamış.  Barajlar bir yana, bu memleket bizim olmasa keşke dedirtecek kadar içler acısı saçmalıklar da cabası; Hasankeyf'te su kenarını boylu boyunca istila eden çardaklar mı dersiniz, Mardin ve benzeri  kimbilir daha kaç yerleşim yerinde şahane binaların arasına sıkıştırılmış beton çöplükler mi, işte daha neler neler... Hiç yabancı değiliz ki sen yabancısı olduklarımızdan bahset diyorsanız buyrun kapariden başlayalım...







Bu güzeller güzeli çiçeği tanıdınız mı? İşte kapari turşusu bu çiçeğin açılmamış goncasından yapılıyor. Oralarda(Diyarbakır-Mardin-Urfa-Antep'ten bahsediyorum) tek tük kalan Süryani manastırları dışında yapan, yiyen ve satan yok. En azından biz göremedik. Ama üzülmedik, yemek sıkıntısı çekilecek yerler değil dendi bi kere... Bu da malesef pek doğru değil. Çok önemli, komik ve dosdoğru bir rehber olan ve bu yollara çıkmadan mutlaka alınması gereken 'Ankara'nın Doğusundaki Türkiye' isimli kitabın linki de işte burda.



Ben sanırdım ki bu kapari yaygın olarak Akdeniz'de olur, Akdeniz iklimi ile Mardin ikliminin valla da billa da benzer bir yanı yok. Ama-yine valla da billa da, binalardan fışkırıyordu... Daha ne kadar yaygınlaşabilir bilemedim.



İşte goncası, henüz açılmış çiçeği ve çoktan kurumuş çiçeği bir arada...  Pamuk gibi valla, her hali güzel desek?


Bu da meyveleri, utanarak söylüyorum ki ben de ilk defa gördüm. Utanmalıyım çünkü Antalya'da yaşarken her gün önünden geçiyorum bir kaparinin... İşte bakmak var görmek var.


Meğer onunda turşusu olurmuş, yemek kısmet olmadı... bilen varsa bilmeyenlere anlatsın lütfen:)


'Bu çiçeğin içi mor da olur'u görmek için... Kapari turşusu tarifi için çok çok güzel bir blogdan tarif var, en başta da verdim yeniden vereyim; komşuda pişer bize de düşer'den. Afiyet bal şeker. Bir de yollarda dinlemek için cunort!