
Şehirde hızınızı alamazda dağlarda, nehirlerde yürümek isterseniz hiç durmayın; Antalya'yı ve/ya Fethiye'yi fethedin. Likya yolu tabir ettikleri, belgesellerini yaptıkları ve kitaplarını yazdıkları bu yol uzunluğuyla gözünüzü korkutmasın, hepsini bi seferde yürümek zorunda değilsiniz. Her dilimi ayrı bir tatil demek! Her durak ayrı bir lezzet durağı demek; keçi peynirleri, zeytinler, çifte kavrulmuş tahinler, portakal çiçekleri, adaçayları ve daha neler neler...saymakla bitmez, yaşanır.

Bu kutsal ve antik yolun haritasını çıkaran arkadaşım şimdilerde Kayaköy'e yerleşti ve karadan yaptığı likya haritasının denizden paralelini turlamaya başladı. Hemde kayakla...hem karadan hem denizden likya yolunu karış karış avcunun içi gibi bilir. Denk getirebilirseniz onunla buraları dolaşın; faunadan floraya, kuşundan balığına engin bilgisiyle size mükemmel bir rehber ve güven veren tecrübesiyle de unutamayacağınız bir yol arkadaşı olacaktır.


Biz o kadar şanslı değiliz diye düşünürken Kaleköy'deki kısa tatilimizdeki komşumuz bu yolun küçücük bir kısmını yürümeye davet etti bizi...Kaleköy'den Gökkaya'ya kadar. 40 dakika süren bu yol boyunca 40 çeşit bilgi edindik.


Yemekleri afiyetle yiyip, rakılarla beraber şarkılara geçtiğimizde dolunay önümüzde altın bir top gibi parlamaya başladı. Söz gümüşse, sessizlik altındır!

Ah bahar AHHHHHHH!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder