Sokaklarda her köşede meyve suyu, ayran, olmalı. Simit gibi... Bi de balık ekmek, nohut pilav. Bi de yazın salatalık, kışın kestane. Bi de kelle söğüş, bi de bici bici, bi de urmudut suyu...
Urmu dut menşei yerliymiş, genellikle Adıyaman ve Gaziantep illerinde yetişmekteymiş,meyve tutma zamanı diğer dutlara oranla daha geçmiş,en güzel yanı diğer dut çeşitleri gibi dalından düşmemesiymiş(bu iyi de). Dalından tek tek toplanması gerekirmiş(kısmı göz korkutucu),ağacı fazla boy yapmamaktaymış.Bu Urmu dut hakkında bilgiler ağaçlar.net'te mevcut, bende ordan aldım yapıştırdım. Suyunu satan Abdulkadir Çıkadar ise her derde deva diyor başka birşey demiyor... Sempatik urmudut suyu satıcısını Gaziantep'te parklarda bahçelerde bulabilirsiniz.
Bu parklarda birde şahane masa-mangallar var...Etler masanın ortasında pişiriliyor, siz onları afiyetle yerken külleri ayaklarınızın dibine dökülüyor. Umarım resim kendini yeterince anlatıyor. Uzun park şehri boydan boya geziyor. Pazar günü mangal dumanından göz gözü görmüyor. Lahmacunlar, kebaplar dağ gibi...
Denk geldiniz mi bilmiyorum bazen Eminönü'nde de satan bir adam oluyor, şu meyankökü(ya da kısaca miyan:) şerbetini. Şerbet dediğime bakmayın zehir gibi, için içebilirseniz... Bu sokak yemekleri ne şahane ne muhteşem bir nimet, di mi? Bakın istanbuleats.com da öyle düşünüyor. Üstelik zaman soul zamanı!
Hele şu program yine bomba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder